Bir kıvılcım ile başlayıp çığ gibi büyüyen yardımlaşma gurubu "İsteyemeyenler"

Gönüllülük esaslı olarak çalışan ve 2 kişinin başlattığı kıvılcım ile büyüyerek kısa sürede onlarca kişiye ulaşan, İSTEYEMEYENLER olarak tanınan yardım gurubunun kurucularından Mehmet Topuz ile HT MERCEK GAZETESİ olarak bir araya geldik ve, oluşumun kuruluşu ve çalışmaları hakkında söyleşi gerçekleştirdik.

Yazımıza geçmeden önce göstermiş olduğu misafirperverlik ve bulunduğu ikramlardan ötürü Mehmet beye teşekkürü bir borç bildiğimizi belirtmek isterim.

Evet önce sizi tanıyalım.

Adım Mehmet Topuz. İstanbul Eyüp doğumluyum. 1981 yılında İstanbul'da doğdum. Yaklaşık 20 yıldır Beşyüzevler'de kuyumculukla alakalı hizmet vermekteyim. Son 3  yıldır Beşyüzevler'de Kuyumcu Mehmet adında bir işletmem var. İnsanlara hizmet veriyoruz burada elimizden geldiği kadar. Profesyonel hizmet vermeye özen gösteriyoruz.

İSTEYEMEYENLER adında bir kuruluşunuz var gönüllülük esaslı hizmet veriyorsunuz bundan bahseder misiniz ? Ne zamandan beri bu oluşumun içindesiniz ? Ne gibi hizmetleriniz var ?

Hasan bey öncelikle böyle güzel bir soru sorduğunuz için size teşekkür ediyorum. İsteyemeyenler bizim kalbimizde çok güzel yeri olan bir yardımlaşma gurubu. Tabiki resmi olarak dernekte olmak istiyoruz ama ne buna zaman yetiyor, ne de şuanki pozisyonlarımızda imkanımız el vermiyor. Tabiki önceliğimiz resmi olarak dernekleşmek. İsteyemeyenler yardımlaşma gurubu çok küçük bir kıvılcım tanesiyle ateşlenip, bizim gönlümüze ve insanların gönlüne taht kurmuş bir yardımlaşma gurubudur. İsteyemeyenlerin ilk önceliği kişi, şahıs, medeniyeti, nereli olduğunu önemsemeden gerçek ihtiyaç sahiplerini bulup onlara yardım etmeye dayalı bir gruptur. En önemli esası da gönüllülüğe dayanan bir yardımlaşma gurubuyuz. Yani bizim gönlümüzden geliyor yardım ediyoruz. Nasıl yardım ediyoruz ? İlk önce ihtiyaç sahibi aileleri belirliyoruz. Gerçekten ihtiyaç sahibi olup olmadığına kanaat getiriyoruz. Bunu nasıl yapıyoruz ? Gerek muhtarlardan, gerek esnaflardan bilgisini alıyoruz. Bu doğrultuda da elimizden geldiği kadar maksimum en üst yardımı yapıyoruz. Bunun örnekleri var gerek gıda olsun, gerek evinin elektriği, suyu, doğal gaz borçları olsun, gerek evindeki koltuk takımıdır, buzdolabı ihtiyacıdır. Bunları elimizden geldiği kadar gideriyoruz ve en önemli yaptığımız yardımlardan biri de, bu bayram ve sonraki bayramlarda çocuklara aldığımız kıyafetler bizi çok sevindiriyor. Çünkü gerçekten çocukların o aldıkları yardımlardaki verdiği reaksiyonlar bizi çok mutlu ediyor. O çocuklar biliyorsunuz bizim geleceğimiz, filizimiz. Onları bu şekilde incitmeden gururlarını rencide etmeden yaptığımız yardımlar bizi de çok mutlu ediyor.

Kaç kişi var oluşumun içinde ?

Oluşumumuz 2 kişiyle başladı Volkan bey ve ben. Birlikte küçük bir ateş yaktık dediğimiz gibi ve çok güzel yerlere geldi. Şu anda minimum 20 kişi. İnşaallah ilerleyen zamanda 100 kişi, 1000 kişi, 10 bin kişi olur ve böyle de devam ederiz. Biz çok çoğalmanın derdinde değiliz aslında. Tabiki çoğalsa çok güzel olacak. Çünkü çok güzel yerlere gideceğimiz hedeflerimiz, projelerimiz var. Bu çoğalma hızlı bir şekilde olursa tabi isteriz ama, eğer gerçekten gönüllülük sistemine uygun insanları bulursak çabuk çoğalsın. Ama gönüllülük sistemini de biliyorsunuz Hasan bey çok isteyen var ama gönülden bu hizmeti yapacak insanlar bulamadığımız için çok fazla çok çabuk çoğalmıyoruz.

Projeleriniz nelerdir birde yakın zamanda Merkez Habibler mahallesinde bir Kur'an kursuyla ilgili çalışma yaptınız. Bundan bahseder misini?

Projelerimiz Hasan bey temel olarak biz şunu görüyoruz. İnsanların gerçekten anlık gıdaya ihtiyaçları oluyor. Bu gıda yönünde bayağı aktifiz. Yani temel gıdalar ile  mutlaka insanlara destek vererek ve 1 gün, 2 gün değil 1ay, 2 ay rahatlatacak temel gıdaları esas alıyoruz elimizden geldiği kadar. Biraz önce de bahsettiğim gibi gerek buzdolabı olsun, gerek oturma grubu olsun, gerek elektriği, doğal gazı yani o insanlar için bunu karşıladığınız zaman ilk adımı attırdıktan sonra zaten o yol oluyor. Eğer gerçek ihtiyaç sahibiyse bizi daha aramıyor. Arıyorlar ama teşekkür için arıyorlar. Allah razı olsun diyorlar. En son yaptığımız projemizde de Sultangazi Habibler'de gerçekten insanları samimi bir ortamda, özellikle hocamız maddi karşılık beklemeden yavrularımıza dini bilgiler eğitimi veriyordu. Ama bu çok zor şartlarda ve kötü pis şartlarda yapılıyordu. İçimize sinmedi. Volkan Ünal kardeşimizle birlikte bir proje başlattık ve sonunda çok güzel bir şey çıktı. Oranın eski halini ve yeni halini görüp de duygulanmamak içten bile değildi. Yani çocuklarımız temiz bir ortamda, hijyenik bir ortamda, özellikle hocamızla bu ortamı oluşturduğumuz için ve buna vesile olduğumuz için çok gururlandık, mutlu olduk.


İnşaallah ilerleyen zamanlarda böyle projeler karşımıza çıktığı sürece biz İSTEYEMEYENLER yardımlaşma grubu olarak her zaman orada olacağız. Buna güzel bir nokta koymamız lazımdı. Habibler Muhtarı Hakan abi yardım etti bize ve bir köfte arabası getirdik. Sıcak sıcak çocuklarımıza orada köfte ekmeklerini de verdik, içeceklerini de temin ettik, onlardan hayır duası aldık. Dediğim gibi İSTEYEMEYENLER'in misyonu, hedefi gerçekten çok global, çok büyük. İstiyoruz ki dünyada ihtiyacı olan, dışarıda kalan insanlar oluyor biliyorsunuz. Gerçekten yeri geldiği zaman bir kuru ekmeğe bile ihtiyacı olan insanlar oluyor. Bizim hedefimiz bu. Yani ihtiyaç sahibi en ufak temel ihtiyaca dayalı insan kalmasın. Bugün bir baba evine gittiği zaman çocuğuna bir çikolata almak istiyor. Efendime söyleyeyim güzel güzel ekmeğini, peynirini, zeytinini götürmek istiyor. İSTEYEMEYENLER olarak malum biliyorsunuz bazı yardımlaşma grupları oluyor, yardımlaşma dernekleri oluyor. İşte pirinç koyuyor, makarna koyuyor, salça koyuyor. Biz öyle bir yardım yapmıyoruz Hasan bey. Bizim yaptığımız yardımlarda pirincinden buğdayına, tereyağından sucuğuna, çünkü ben çok eve gittim. Kolimizi açtığımda çikolataları değil sucuğu, salamı görüp sevinen çocuklar gördüm. Sizin için çok basit gelen, çoğu insan için çok basit gelen, ama yıllardır sucuğun ne olduğunu bilmeyen çocuklar hani düşününce belki çok basit gelebilir. Sucuk, sosis, salam bunları görmeyen çocuklar lezzetini unutan yetişkinler var. Bu bizim yaramız yani. Onun için elimizden geldiği kadar bu kulvarda en üst segmentte yapıyoruz yardımlarımızı. Dediğim gibi bunları da insanları rencide etmeden elimizden geldiği kadar mücadele ile veriyoruz. Allah razı olsun bize bir kişi bile dua ediyorsa. Bizim tek çıkarımız Rabb'im bize orada bir sevap yazıyorsa, bir kişinin duasını alabiliyorsak, vesile olabiliyorsak bunlara, ne mutlu bize. Biz her zaman ihtiyaç sahiplerine onu diyoruz. Sizin ihtiyacınızı karşılamaya gerçekten birileri gelecek. Allah birisini vesile edecek. Eğer bizi vesile ediyorsa ne mutlu bize.

Son söz olarak ne söylemek istersiniz ?

Herkes bir şeyin ucundan tutarsa bu zincirleme bir halka gibi bu yardımlaşma domino taşı gibi. Bir taşa dokunduğunuz zaman bütün taşlar dökülür bilirsiniz. Bu da bunun gibi. Bir iyilik yaptığınız zaman arkası arkasına geliyor. Hayatınız boyunca iyilik yapmaktan vazgeçmeyin. Belki de insanlar kötülük yapacak. Belki yaptığınız iyiliği hak etmeyecek ama bunu gören zaman ve mekandan münezzeh büyük bir yaratıcı var elhamdülillah. Rabb'im görüyor yaptığınız iyilikleri, hayırları, iyilik yapın denize atın. Rabb'im görüyor. Onun için iyilik yapmaktan kesinlikle geri durmayın...

Güncelleme Tarihi: 13 Mayıs 2024, 16:46
YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER